Ana içeriğe atla

DETAYLAR

    Yeniden merhaba, uzun bir ara sonucu yazmaya başlamak garip bir his. :)


    Bugün başlığımız DETAYLAR.

    Doğru işe odaklanmak çoğu zaman bize başarı getirir sonuçta odaklandığımız nokta doğrudur. Burada çoğu zaman sormayı unuttuğumuz bir soru mevcut, ne kadar doğru?

    Bazen ufak bir işi yaparken dikkatimizi sadece o işe ve işten kaynaklı olaylara verdiğimiz için işin çevresinde veya kendi çevremizde oluşan detaylara bakamayız. (Aslında bazen değil sıklıkla :)) 
Peki neden bu kadar önemli bu detaylar? Bu soru aslında cevabının uzun uzun tartışılabileceği bir konuya kapı aralıyor. Detaylar günlük yaşantımızda her ne kadar bizlerin dikkat etmediği konular olsa da detaylara baktıkça insanlar evrilir. Bazen bir resmin bütün sanatı detaylarda saklıdır. Biz kullanıcılar genellikle alıştığımız gibi sadece resmin kendisine odaklandığımız için detayları fark etmek veya etmemek bizleri ilgilendirmez çünkü resmin geneli güzeldir. Bu algı toplum olarak hepimize yapışmış vaziyette ancak bir sanatçı resminin detaylardan oluştuğunu bilir ve detayların resmi kusursuzlaştırdığından emindir. Bugün büyük bir sanatçıdan bahsetmek istiyorum. Nesillerdir detaylarını öğrene öğrene bitiremediğimiz ve bitiremeyeceğimiz resme sahip olan bir sanatçı.

    Kusuru oluşturan şey detayların oluşum üzerindeki yoğunluğudur. Bir cisme kusursuz demek için bence iki şeye bakılmalıdır. İlki ne kadar büyük olduğu diğeri ise ne kadar çok detaya sahip olduğu. Şimdi dönelim sanatçımıza, detaylarından biri olduğumuz resmi incelemekten haz almak bizlerin yalnızken yaptığı şeylerden biri, peki detayların detayları incelediği bu resmin kusursuzluğundan şüphe ne?

    Fransızca' dan dilimize geçmiş olan detay kelimesinin sözlükteki tek kelimelik karşılığı ayrıntı.
Biraz beyin fırtınası yapalım, ayrıntıların boyutunu ne belirler. Çünkü bazen bir cisim başka bir cismin detayı kadar boyutta olabilir. Bu konuda detayın büyüklüğünü belirleyenin ne olduğunun bilinmez olduğu bir gerçek sanırım. Sanatçımızın detaylara yüklediği anlamlardan biride bu olsa gerek. Detaylar aslında detaylardan ibarettir bu bizi çıkmaz bir sona sürükler fakat o detaylar bizleri oluşturur gerçek mucizede budur. 

    Peki bu detaylarla bizim alıp veremediğimiz ne? Bunu çözememişliğin vermiş olduğu ezik psikolojisi olarak değerlendiriyorum. İnsanoğlu kibirlidir ve bu kibir öğrenmek ister çünkü bilmedikleri onu korkutur. Haliyle çözemediğimiz detayların sırrı psikolojik ve ruhsal olarak  bizleri çok zorlar bu bazen hırsa sebep olup araştırmaları arttırmamıza bazen bıkıp pes etmemize yol açsa da tüm sebep budur. Derinlere en derinlere ulaştığımızı farz ettiğimiz zaman  derinlerde olanların şimdi olmadığından emin olamayız bu yüzden evrenin boyutunu tahmin edemez veya kıyaslayamayız. Bugün cildimizin en derinlerinde yaşayan canlılar için evren nedir, bizim bildiğimiz mi yoksa onların bildikleri mi? Hangisi doğru? 

    İnsan zihninin düşünmeyi kaldıramadığı noktada sanatçıya güvenir peki bu güven nedir? 
    Yaptığı resmin kusursuzluğuna baktıkça evet bu kadar kusursuzsa bu sanatçı başarılıdır ve güvenmeliyim hissi mi? Bence sanatçı bizden bunu istiyor, düşünmemizi ve detayları fark etmemizi. Detaylara baktıkça ona olan güvenimizin artmasını, bizimde bir detay olduğumuzun farkında olmamızı istiyor ve detayların detayları inceleyerek resmin tümündeki mucizevi görseli görmesini istiyor.

 Detaylar bütünün kendisidir, unutma odaklan ve merak et ancak o zaman zihnindeki sorulara çözüm bulabilirsin.



                                                                                                   




   
                                                                                                                                Muhammed Akif TOBCİL
09.02.2021




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNSAN

      Ayrılıkları pek sevmem çünkü her seferinde bir taraf gerçekten üzülür. Biz bu yazı yazma işlerine uzun bir süre ara verdikten sonra sanırım tekrar başlayacağız. Uzatmadan pek sıkmadan haliyle sizi de yormadan direk konuma giriş yapayım. Bugün konumuz İnsan.     İnsan insan dedikleri     İnsan nedir şimdi bildim     Can, can deyü söylerlerdi     Ben can nedir şimdi bildim     Ne güzel bahsetmiş Muyiddin Abdal bu şiirinde insandan.      Daha önce kaçımız etrafına bakıp çevresindeki insanların ne yaşam yaşadıklarını, ne zorluklara göğüs gerdiklerini veya ne gibi mutluluklara şahit olduklarını düşünmeye çalıştı. Anlık olarak dünyada bulunan 8 milyar insandan sadece biri olan bizim kendimize göre dertlerimiz varken kalan herkesin derdine empati kurabilmek zordur. Gelin birlikte bir köşeye geçelim ve sadece seyredelim. Kiminin acelesi, kiminin umutsuzluğu, kiminin sakin adımları bize çok şey anlatacaktır. İn...

SESSİZ

     Şuan oldukça sessiz bir yerden yazıyorum bu yazıyı. Arka planda çalan hafif klasik müzik ve sadece onu duymamı engelleyecek olan klavyenin tuşlarının sesi.      Hepimiz bir yerlerde huzuru aramak için yaşıyoruz, tamamen huzurlu sakin ve mutlu olmak için. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan biz buna hasret kaldık. Sessizliğe.      Hadi etrafımızda ki tüm seslerden ve gürültüden uzaklaşarak sessiz bir köşe belirleyelim. Bu köşede düşünelim, neye neden ihtiyacımız olduğunu. Kalabalık yaşamların, sıkışık apartmanların arasında boğulup kalmışken neden diye soralım kendimize. Bizim buna gerçekten ihtiyacımız var mı?     İçinden çıkılamaz bir kalabalığın oluştuğu, her seferinde yıllardır aynı yerde oturmana rağmen kapının önüne çıktığında gördüğün yabancı yüzler seni de huzursuz etmiyor mu? Sor kendine neden bu kadar fazla, fazlayız. Yaşamayı mı bilmiyoruz yoksa şuan ki yaşamımıza yaşam mı diyoruz. Yüksek stres, yüksek gürültünün içind...