Ana içeriğe atla

YALNIZLIK

    Kitapların sayfalarını yavaş yavaş çevirirken kağıttan gelen o mürekkep ve kağıt kokusunun insana bir iç çektirmesi gibi bazen günler. İlk başta insanı rahatlatan o koku ve ardından gelen bıkkınlık hissi. Gerçekten de bu mu?
    
    Şu sıralar sık sık düşünüyorum yalnız olmak sadece yanında kimsenin olmaması mı yoksa aynı fikirlere sahip olmayan, farklı düşüncelerden hoşlanan sizi anlamayan insanlarla beraber olmak mı? Ben sanırım ikincisinin nedenini araştırıyorum kendimde. 

   25.04.2022 Gece 03.00' da yazdığım bu paragrafı şimdi yeniden okudum ve sanırım aynı fikirdeyim hala. İnsanlara güvenmek ve güvenmemek arasında çok ince bir çizgi var. Çoğu zaman bu çizginin olumlu yönünde olan ve sürekli bunun için çabalayan biriydim taa ki herkes için aynısı olmadığını anlayana kadar. 

    İnsanoğlunun yalnızlaşmasının bence birkaç temel sebebi var, bunlar:
- Güvensizlik
-Sahte samimiyet
-Hayal kırıklığı
-Huzur arayışı
-Duygusallık

Ben yukarıda saydığım maddelerin sadece biri olan hayal kırıklığına değinmek istiyorum bugün.

    İnsanlar büyük hayaller ve umutlarla yola çıkar ve birilerine güvenirler, bu güven öyle sımsıkı olur ki kendinden çok güvenir ver her şeylerini emanet ederler. Sonra karşısındaki kişiden benzer bir davranış görmeyince yapacağı her şeyde hayal kırıklığına uğrar ve yalnızlaşmak isterler. Çünkü güven sadece askıda kalan bir kelime olmuştur. 


Birkaç ay önceki ben ve şuan ki ben aynıyız, tek değişen zaman ve güvendiğim insanlar.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNSAN

      Ayrılıkları pek sevmem çünkü her seferinde bir taraf gerçekten üzülür. Biz bu yazı yazma işlerine uzun bir süre ara verdikten sonra sanırım tekrar başlayacağız. Uzatmadan pek sıkmadan haliyle sizi de yormadan direk konuma giriş yapayım. Bugün konumuz İnsan.     İnsan insan dedikleri     İnsan nedir şimdi bildim     Can, can deyü söylerlerdi     Ben can nedir şimdi bildim     Ne güzel bahsetmiş Muyiddin Abdal bu şiirinde insandan.      Daha önce kaçımız etrafına bakıp çevresindeki insanların ne yaşam yaşadıklarını, ne zorluklara göğüs gerdiklerini veya ne gibi mutluluklara şahit olduklarını düşünmeye çalıştı. Anlık olarak dünyada bulunan 8 milyar insandan sadece biri olan bizim kendimize göre dertlerimiz varken kalan herkesin derdine empati kurabilmek zordur. Gelin birlikte bir köşeye geçelim ve sadece seyredelim. Kiminin acelesi, kiminin umutsuzluğu, kiminin sakin adımları bize çok şey anlatacaktır. İn...

DETAYLAR

     Yeniden merhaba, uzun bir ara sonucu yazmaya başlamak garip bir his. :)     Bugün başlığımız DETAYLAR.     Doğru işe odaklanmak çoğu zaman bize başarı getirir sonuçta odaklandığımız nokta doğrudur. Burada çoğu zaman sormayı unuttuğumuz bir soru mevcut, ne kadar doğru?     Bazen ufak bir işi yaparken dikkatimizi sadece o işe ve işten kaynaklı olaylara verdiğimiz için işin çevresinde veya kendi çevremizde oluşan detaylara bakamayız. (Aslında bazen değil sıklıkla :))  Peki neden bu kadar önemli bu detaylar? Bu soru aslında cevabının uzun uzun tartışılabileceği bir konuya kapı aralıyor. Detaylar günlük yaşantımızda her ne kadar bizlerin dikkat etmediği konular olsa da detaylara baktıkça insanlar evrilir. Bazen bir resmin bütün sanatı detaylarda saklıdır. Biz kullanıcılar genellikle alıştığımız gibi sadece resmin kendisine odaklandığımız için detayları fark etmek veya etmemek bizleri ilgilendirmez çünkü resmin geneli güzeldir. Bu algı to...

SESSİZ

     Şuan oldukça sessiz bir yerden yazıyorum bu yazıyı. Arka planda çalan hafif klasik müzik ve sadece onu duymamı engelleyecek olan klavyenin tuşlarının sesi.      Hepimiz bir yerlerde huzuru aramak için yaşıyoruz, tamamen huzurlu sakin ve mutlu olmak için. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan biz buna hasret kaldık. Sessizliğe.      Hadi etrafımızda ki tüm seslerden ve gürültüden uzaklaşarak sessiz bir köşe belirleyelim. Bu köşede düşünelim, neye neden ihtiyacımız olduğunu. Kalabalık yaşamların, sıkışık apartmanların arasında boğulup kalmışken neden diye soralım kendimize. Bizim buna gerçekten ihtiyacımız var mı?     İçinden çıkılamaz bir kalabalığın oluştuğu, her seferinde yıllardır aynı yerde oturmana rağmen kapının önüne çıktığında gördüğün yabancı yüzler seni de huzursuz etmiyor mu? Sor kendine neden bu kadar fazla, fazlayız. Yaşamayı mı bilmiyoruz yoksa şuan ki yaşamımıza yaşam mı diyoruz. Yüksek stres, yüksek gürültünün içind...